Alanya L Tipi KCİK’te tutulan ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü bir mahpusun ağırlaştırılmış müebbete ilişkin düşüncelerini ve bulunduğu hapishanedeki güncek sorunları aktardığı mektubunu sizlerle paylaşıyoruz.
“Öncelikle sana ve tüm çalışanlarınıza en içten samimi duygularımla selam eder sevgi ve saygılarımı sunar yaşam ve çalışmalarınızda başarılar dilerim. Beni sorduğunuz için de teşekkür ederim. Genel anlamda iyiyim. Hala nefes alıyorum.
Bu mektubumda bazı duygularımı paylaşmak istedim. Derler ya; “İnsan sosyal bir varlıktır.’’ Gerçekten öyle midir? Ben ve benim gibi teklilerde kalanlar zamanla bu ve benzeri duygulardan maalesef bihaber duruma geliyor. Bu alanlar insan duygularını öğütme makinesi durumundadır. Bir düşünün 24 saat kendimle baş başayım. Örneğin; bir arkadaşımla sofraya oturup yemek yemenin zevkini bile yaşayamıyorsun. Ya da şöyle karşı karşıya oturup bir yandan demli çay yudumlarken diğer yandan hararetli bir tartışma, görüş alışverişinde bulunmak. Ben bu duyguyu unuttum. Bana gönderdiğiniz kitapta dünyanın hiçbir yerinde böyle bir sistemin olmadığı yazılı. Ben de o bölümü okurken kendi kendime güldüm. Bizim durumumuz ömür boyu süren bir işkence tarzıdır. İşkence denince çoğu insanın aklına kaba dayak vb. gelir. Bu işkence türü en hafif olanıdır. Bizimkisi büyük bir mezardan daha küçük olan mezara gitmeyi beklemektir. Yani 7 metrekareden 2 metrekareye… İşte özeti bu! Sanırım bu bölümü kapatmalıyım. Çünkü devam etsem sayfalar yetmez.
Şimdi de yaşadığım bazı sorunları aktarmak istiyorum. Mesela arama adı altında bizi tahrik etme girişimleri sık sık yaşanıyor. Aramaya gelen memurların tutumuna bağlı bir durum. Kimisi gelir normal aramasını yapar gider. Buna bir sözümüz yok. Ancak kimi memurlar geldiğinde küçücük odayı darmadağın edip gidiyor. Bir defasında sabah ve akşam aynı günde iki arama yapıldı. Perşembe ve cuma iki gün art arda gelen aramalar oldu. Buradaki tüm personeller bilir ki cezaevi idaresi izni olmadan bir iğneyi bile alamazsın. Fakat ne yazık ki Kürt olman her türlü eziyete maruz kalman için yeterli sebeptir. Hepsi için belirtmiyorum. Kanun çerçevesinde görevini yapanlar da var. Bir şey daha paylaşayım. 1996’dan beri içerideyim. 2003’den beri de gözlük kullanıyorum. Bu cezaevine gelene kadar tüm gözlüklerimi idare alıyordu. Burası ise bırak idarenin karşılamasını kendi paramla almama rağmen aylarca gözlük bekliyorum. En son nisan ayında hastaneye gittim. Numaram değişmiş. Reçetemle birlikte dış kantinden gözlük almak için dilekçe verdim. Nisan sonlarından bu güne kadar hala gözlüğüm gelmiş değildir. Görüşüm zaten yılda bir gelebildikleri için mecburen dış kantinden
Onca yıldır cezaevindeyim. Düzenli yazıştığım ve sorunlarımla ilgilenen bir tek sizin derneğiniz oldu. Tabi ki size olan duygularım farklı olacak. Bu normal bir şeydir. Ayrıca gönderdiğiniz kitaplarda faaliyetlerinizi ve çabanızı gördüm. Yanımdaki arkadaşlarımla da paylaştım ve ilginizi çabanızı takdir ettim. Çabalarınızın sonuca ulaşmasını diliyorum.
Mektubuma son vermeden size tüm dernek çalışan arkadaşlara tekrar selam eder, sevgi ve saygılarımı iletir, yaşam ve çalışmalarınızda başarılar dilerim.”
Bir cevap yazın